Sufizm Nedir?

Sufizm, içindeki kendini tanıma yolculuğunu destekleyen bir eğitim sistemi ve disiplindir. Bu yolculuk, her bireye, kendi içindeki mutlak Ben'i ve sonuç olarak da dinin özünü tanıma fırsatını sağlar. Maktab Tarighat Oveyssi Shahmaghsoudi®'nin Sufi Üstadı Hazreti Salahaddin Nadir Anga, 'herkesin kendi çevresinin mimarı olduğunu' öğretmektedir. Kendi bakış açımızla sınırlar koyarak veya sınırları kaldırarak dinin gerçeğini keşfetmek için kendimizi tanıma yolculuğumuzda ne kadar yol alacağımıza kendimiz karar vermekteyiz. Gerçek kendimizi tanımamız, sınırlarımızdan ve bağımlılıklarımızdan kurtulmamızı sağlar. Böylece huzurlu, özgür ve barış içinde oluruz.

Sufizm'in en önemli ilkelerinden biri, zamana ve mekana bağlı olmayan ve her zerrede mevcut olan ve hep var olan mutlak varlığın görülmesidir.

1400 yıl önce İslam Peygamberi: "Kim gerçek kendini ('Ben'i) tanırsa, Allah'ı tanır." demiştir. İslam'da gerçek varoluş veya "Ben", Allah'ı temsil eder. İslam'ın, varoluşun birliğini ilan etmesi bunun içindir. "La ilaha illallah" veya "Allah'tan başka Allah yoktur." Bu, insana bahşedilen gerçek bir değerdir. Çünkü Allah'la insan arasında ayırıcı bir şey yoktur. Kur'an'da şöyle yazar (50:16): "Ben insana şah damarından daha yakınım."

Bilgiye Teslim Olma

Hazreti Peygamber (O'na selam olsun!) insanın kendi varoluş gerçeğini nasıl tanıyabileceğine dair yönergeler (talimatlar) vermektedir. Bu seviyeye ulaşabilmek için Allah'a teslim olmak gerekir. Mutlak vücuda teslim olmak, davranışlarında bilgiyi (mutlak bilgiyi) ve bilgeliği temel almakla olur. Aksi halde yok sayarak, batıl inanç geliştirerek ve körü körüne inanarak Allah'a teslim olunmaz.

Güneş sistemi ile atomun yapısını karşılaştırırsak ikisinin de yaradılışından beri var olan bilgiye teslim olduğunu ve varoluşun (vücut) kanunları tarafından yönetildiğini görürüz. İnsan da aynı şekilde içindeki 'Ben'i, yani içindeki bilgi kaynağını tanıyabilme gücüne sahiptir. Bu mertebe, Sufi üstatlarının öğretilerinin övdüğü 'mutlak özgürlüğün' ve 'sevgi'nin mertebesidir. İnsanlığın rehber ışığı Hz. Ali'nin sözleri de bu doğru ve kutsal amacı onaylar.

İslam, Allah'a teslim olmaktır,
teslim olmak; tutarlılık ve sağlamlıktır,
gerçek vücutta.

Teslim olma; inanan kişinin kalbinde adeta bir devrimle beliren ve Allah'ın gücüne duyulan şüpheyi tamamen ortadan kaldıran bir yaşam gücüdür.

Bu doğrulukla inanan kişi Allah'ın birliğine şahit olur. Bu şahitlik yalnızca sözle değil; bedenin, ruhun ve kalbin tamamen Allah'ın vücuduna bürünmesiyle mümkündür.

Allah'a teslim olmayla gerçekleştirilen bu arınma yöntemi ve Allah'ta yok olma hali, 'marifet' (bilgelik) olarak nitelendirilir. Marifet; kendimizle ilgili herhangi bir sırrın kalmadığı, yani kendini ve Allah'ı tanıma mertebesidir. Bu tanıma metodunu öğreten kişiye de 'Arif' denir. Hiçlik mertebesine ulaşıp Allah'ta sonsuzlaşan, varoluşun en yüce mertebesine ulaşmış demektir.

Sufi Üstadı ve Arif'i Hazreti Salahaddin Nadir Anga, Sufizmi, "Sufizm: Dinin Gerçeği" adlı kitabında şöyle tarif etmektedir:

"Sufizm dinin gerçeğidir. Bununla, Allah'ı içinde hissetmeyi, mutlak bilgiyi tanımayı, Allah'a teslim olmayı ve O'nu beden ve ruhla sevmeyi kastediyorum. Benim tanıdığım dinin gerçeği budur."


1. Molana Salaheddin Ali Nader Angha, Sufism and Knowledge (Washington D.C.: M.T.O. Shahmaghsoudi Publications, 1996), 20-21.
2. Molana Salaheddin Ali Nader Angha, Theory “I”: The Inner Dimension of Leadership (Riverside, CA: M.T.O. Shahmaghsoudi Publications, 2002), 166.