Hicabın (Örtünün) Gerçek Anlamı

1-Hicap (Örtü) Nedir?

2-Gerçeği örten, cehalet örtüsü olarak hicap

3-Manevi korunma veya örtü olarak hicap

4-Kadın giyiminin bir parçası olarak hicap

5-Kur'an-ı Kerim'de Hicap (Örtünme) Üzerine Ayetler

1-Hicap (Örtü) Nedir?

Hicap İslam'ın en çok tartışılan ve yorumlanan boyutudur. Aslında kelimenin anlamı nedir? Böyle bir konuyu aydınlatabilmek ve anlayabilmek için önce hicap kelimesinin anlamına bakmak zorunludur. Arapça olan hicaba kelimesi kelime anlamıyla 'perde, örtü veya bölme' anlamına gelir. Günümüzde ise en çok kadın giysisi olan başörtü olarak anlaşılmaktadır. Fakat 'hicap' veya 'örtünme' kelimesinin anlamı başörtüsünden çok daha geniştir ve yeniden incelenmesi ve anlaşılması gerekir. nziyonlarımıza tekrar kavuşup dengenin ve sükunetin  kaynağını tekrar bulabiliriz.”

2-Hicap: Cehaletin Örtüsü

Cehaletin örtüsü olan hicap, kalbi örter ve arayıcının Allah'a teslimiyetini, O'nunla birleşmesini ve kendi gerçeği hakkında bigi sahibi olmasını önler. Kendini beğenme, hırs, materyalizm, bencillik, kıskançlık ve sonsuz istekler ile sınırlı duygular gibi olumsuz vasıflar ağır bir perde gibi ilahi ışığın kalbimizde parlamasına engel olur. Bu sebeple kendimizi, gerçek "Ben"i tanıyamayız ve gerçeğin suretiyle yetinmek zorunda kalırız.

Bizim sınırlı algılamalrımız bir perde oluşturur. Gerçi dinimiz aracılığıyla söylenenleri duyarız; fakat "Kelimeler gerçeği anlatmaz 1." cümlesinde de belirtildiği gibi, yalnızca isteklerimizi ve kendi düşüncelerimizi görürüz. Örneğin bir çoğumuz namazı, Allah'ı anmak ve Sevgili'yle birleşmek için değil de O'ndan beklediğimiz maddi zenginliğe (bitmez tükenmez isteklerimize) kavuşmak için kılarız. Kur'an'da iman etmeyenlerin gözlerinin, kulaklarının ve kalplerinin örtü ile kapalı olduğu yazar.

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için büyük bir azap vardır. Kur'an- Kerim 2:7

Hazreti Muhammet (s.a.v.) "Arayıcıyı Sevgilisinden ayıran 70.000 ışıktan ve karanlıktan oluşan perde vardır." demiştir. Karanlıktan oluşan perde, bizim sınırlı düşüncelerimizle oluşan cehalete dayanan perdedir. Işıktan oluşan perde ise içsel yolculuğa (seyr ve sülük/ufuk) dayanan ve arayıcının kendini tanıması yolunda hedefe varması için kat etmek zorunda olduğu yolculuktur. Bu yolculukta, her dikkat dağılması veya duraksama bir perdedir ve gerilemeye neden olur.

İnsanlara, gerçek olduklarının anlaşılması için, ufuklarda ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?

Kur'an-ı Kerim 41:53

3-Hicap: Manevi/İçsel Örtü

Arayıcıların yolculuklarında her an taşımak zorunda oldukları içsel, manevi bir örtüdür ve bir kalkan gibi etki eder. Bu kalkan, bizi çevremizde sarmış olan kaos (kargaşa)dan, negatif özelliklerimizden ve nefsimizin aşağılıklarından korur. Bu içsel kalkan, her insanın kendisinin gerçek, içsel yeteneklerini geliştirmesini ve ortaya çıkarmasını sağlar. Örneğin, bir bitki çekirdeğinin büyüyebilmesi için kök salıp, içindekileri dışarı vurup kalkanını (koruma) kırana kadar çevresini saran toprağın sertliğinden koruyacak bir kabuğa (kalkan) ihtiyacı vardır. Aynı şey insanlar için de geçerlidir. Yeteneklerimizi geliştirebilmemiz, denge ve uyum içinde yaşayabilmemiz için ve içimizdeki gerçeği tanıyabilmemmiz için koruyucu bir kalkana ihtiyacımız vardır. Esas örtü, arayıcının ihtiyacı olan gerçek örtü budur. İşte namaz, zikir (Allah'ı anma), oruç ve Allah'ın bütün insanlara bildirdiği diğer şeriat davranışları bireyin içinde böyle bir koruma (kalkan, hicap) oluşturması için uygun bir zemine ulaşmasını ve bu zemini geliştirmesini sağlar.

Kur'an-ı Kerim 42:51

Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O yücedir, hakimdir!

M.T.O. Shahmaghsoudi İslam Sufizmi Okulu'nun® öğretilerine göre bu ışığın kaynağı imanlı kişinin kalbindedir. Bu okulun 41. Rehberi Hazreti Mevlana Şah Maksud, bu kaynağı 'hayatın kaynağı' olarak nitelendirmiştir. Kendisi, insanın doğuştan 13 elektromanyetik merkeze sahip olduğunu belirtmiştir. Bu merkezleri tanımak ve geliştirmek bireyi gerekli uyuma götürür ve bu uyum da insanın varoluşunun manevi boyutunu gerçekleştirmesini sağlar. Arif (Sufi Üstadı) yolun ışığıdır ve arayıcıya kendini arama yolunda rehberlik eder.2

4-Kadın Giysisi Olarak Örtü (Hicap)

Hicabın Tarihçesi

Hicap, günümüzdeki başka bir anlamıyla da, kadınlar tarafından kullanılan örtüdür.

Bilim adamları, tarihi belgelere dayanarak, başörtüsünün İslam'da zorunlu olmaması gerektiğini; çünkü kadının örtünmesinin daha önceki dönemlerde ortaya çıktığını savunmaktadırlar. Örtünme, Arabistan'a, İslam'dan çok daha önce, diğer ülkelerle olan ilişkiler sonucunda gelmiştir. O zamanlar bu toplumda örtünme, kadının sosyal statüsünü belirlemiştir.

Laila Ahmet, "İslam'da Kadın ve Cinsiyet: Modern Bir Tartışmanın Tarihi Kökenleri" (Women and Gender in Islam: Historicial Roots of a Modern Debate) adlı eserinde şöyle demektedir: "Örtü, anlaşıldığına göre, Sasani halkında yaygındı. Bunun dışında, İslam'ın ortaya çıktığı dönemde, kadınla erkek arasında cinsiyet ayrımı Hırıstiyanlığın etkisindeki Ortadoğu ve Akdeniz ülkelerinde çok yaygındı. Hazreti Muhammet'in yaşadığı dönemde müslüman kadın olarak yalnızca O'nun eşleri örtünmüşlerdir. Kendisinin ölümünden ve çevredeki ülkelerin müslümanlar tarafından fethedilmesinden sonra oralardaki yüksek statülü kadınların örtündüklerinin görünmesi, sosyal statüsü yüksek olan müslüman kadınlar arasında da örtü kullanmayı alışkanlık haline getirmiştir. 3

Açıklamaya devam ediyor:

"Öyle görünüyor ki Arabistan'a örtünme Muhammet tarafından getirilmemiştir. Daha önceden zaten vardı. Örtünme toplumsal statünün bir parçasıydı ve aynı şey Yunanlılar'da, Romalılar'da, Yahudiler'de ve Asurlular'da da değişik biçimlerde görülmektedir. Biraz önce bahsettiğimiz yer hariç, Kur'an'ın hiçbir yerinde kadının örtünme zorunluluğundan söz edilmemektedir. Kadının örtünmesinden söz eden tek yerde, kadınlara edep yerlerini örtmeleri ve göğüslerinin üzerine bir şal örtmeleri emredilmiştir. (Sure 24: 31.32). Hazreti Muhammet hayattayken yalnızca O'nun eşleri örtünmüştür. "Örtü takmaktaydı." ayeti hadislerde bir kadının Muhammet'e eş olduğunu anlatmak için kullanılmıştır. Bu geleneğin halkın diğer kesimine de nasıl yayıldığı bilinmemektedir. Çevre bölgelerin müslümanlar tarafından fethedilmesinden sonra o bölgelerdeki sosyal statüsü yüksek kadınların örtü kullanmasının geleneksel olması ve zenginliğin Araplar toplumundaki kadının yüksek statüye etkisi ve Muhammet'in eşlerinin örnek olarak alınması sonucunda bütün kadınlar bu uygulamaya uyum göstermiş olabilirler."4

İran'da en çok kullanılan kapanma yöntemi olan çador ise İslam öncesi zamandan kalan kumaşa sarınma geleneğidir. Bu, eski dönemlerde zengin kadınların kumaşa sarılmış taht-ı revanla taşınması geleneğine dayanmaktadır. 5

Georgetown Üniversitesi'nin İslam Bilimleri Profesörü John Esposito, İslam'ın ilk dönemlerinde kadını örtme ve dışarıya karşı koruma geleneğinin Fars ve Bizans bölgelerinin fethedilmesiyle ve o toplumlara asimile olunmasıyla gerçekleştiğini belirtmiştir. Esposito'ya göre bu gelenek, daha sonra da Kur'an'daki normlara ve değerlere dayandırılmıştır. Kur'an kadının örtünmesini ve toplumdan soyutlanmasını ön görmemektedir. Tersine toplumda kadın ve erkeğin dini sorumluluklarının aynı olduğunu vurgulamaktadır.6

Şeyh Muhammet el-Gazali Fıkıh ve Hadis arasında Sünnet adlı eserinde şöyle demektedir: "Kadınları cahil bırakan ve onların sosyal hayata katılmasını engelleyen gelenekler, cahiliye döneminin kalıntılarıdır. Bu gelenekleri devam ettirmek İslam'ın ruhuna aykırıdır." Gazeli devam ediyor ve Peygamberin yaşadığı dönemde kadınların hem evde, hem camiide, hem de cephede eşit olduklarını belirtiyor. Günümüzde gerçek İslam, İslam adına mahvedilmektedir.7

Şeyh Mustafa Galayini, "İslam: Medeniyet Ruhu" adlı eserinde okurlarına, örtünme geleneğinin İslamiyet'in doğuşundan önce var olduğunu ve Müslümanlar'ın bu geleneği, karışıp ortak yaşadıkları diğer halklardan aldıklarını hatırlatmaktadır.8

Nazira Zin al-Din, örtünmenin zengin aile kadınlarının statüsünü gösteren bir sembol olduğunu vurgulamaktadır. Hicabı zengin kadınları diğer kadınlardan ayırmak için kullanılan aristokrat bir alışkanlık olarak gören Nazira, Şeyh Abdul Kadir el-Magribiye atıfta bulunmaktadır. Nazira, günümüzde uygulanan hicabın (örtünme) İslami kanunlara (şeriat) uymadığı sonucuna varmaktadır. 9

Bir başka İslam Bilgini Abdülhalim Ebu Şika, İslamda Kadın konusunda "Tahrir al-mara'a fi 'asr al-risalah: Peygamberin Yaşadığı Dönemde Kadınların Eşitliği" üzerine bilimsel bir makale yazmıştır. Kendisi de kadının peygamberin yaşadığı dönemdeki statüsüyle şimdiki statüsü arasındaki çelişki (farklılık) konusunda Zin el-Din ve Gazali ile hemfikirdir.10

Kadın örtünmeli mi örtünmemeli mi tartışmaları yüz yılı aşkın bir süredir İslam dünyasını ikiye böldü.

Faslı sosyolog Fatima Mernissi, "Örtü ve Erkek Üstünlüğü: İslam'da Kadın Hakları Üzerine Feminist Bir Yorum" (The Veil and the Male Elite: A Feminist Interpretation of Women's Rights in Islam) adlı kitabında muhafazakârları suçlayarak kendi otoriter hükmetme sistemlerini meşrulaştırmak için kutsal ayetler üzerinde oynadıklarını belirtmiş ve bunun "Müslüman toplumların güç kullanımında karakteristik yapı" olduğunu yazmıştır.11

5-Kur'an-ı Kerim'de Hicap (Örtünme) Üzerine Ayetler

Örtünme tarihi gelişiminden ve kökeninden bağımsız olarak İslam şeriatı aracılığıyla kurumsallaştırılmıştır. Hicap (başörtüsü olarak) iki Kur'an ayetiyle (24:30-31 ve 33:58.59) bağlantılı hale getirilmiş ve bütün müslüman kadınlara empoze edilmiştir.

1- Nur Suresi (Işık), ayet 30-31

Kur'an-ı Kerim, 24. Surenin 30-31. Ayetlerinde iffetli olma emrini getirmiştir. İffetli olma hem erkekler hem de kadınlar için zorunludur:

"Mümin erkeklere bakışlarını indirmelerini ve namuslarını korumalarını söyle. Çünkü bu kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. 30

"Mümin kadınlara da söyle: Kocalarının dışındaki kişilere bakmasınlar, ziynetlerini (süslerini) açmasınlar, örtülerini elbiselerinin üstüne örtsünler ve süslerini açıkça göstermesinler. ….31" (Kur'an-ı Kerim, Sure 24:30-31)

Bu ayetlere göre müslüman kadınlar iffetli örtünmelidirler. Özellikle belirtilen ve kapatmaları gereken yer, yalnızca göğüsleridir. Kur'an-ı Kerim bu örtünmeyi tam olarak belirtmemektedir. Ayrıca örtünmeyen kadınların zarara uğrayacaklarının herhangi bir yerde belirtilmemiş olduğunu görebilmek de çok önemlidir!

Saygın alimlerden Muhammet Asad, 24. surenin 31. ayetini şöyle yorumlamaktadır:12

"Kimar (çoğulu kumur.) kelimesi, Arap kadınlarının süs olarak kullandıkları (başını örtmek için değil) başörtüsü anlamına gelmektedir. Kur'an inmeden önce de indikten sonra da kullanılmaktadır. Birçok tarih yazarına göre bu örtü, süs olarak kullanılmaktaydı ve serbestçe omuzlara atılmaktaydı. Çünkü o zamanlardaki moda gereği dekolteler, oldukça geniş kesimli ve açıktı. Bunun için göğüsleri kimar ile kapatma emri, (Peygamberin zamanında çok kullanılan bir terimdi.) örtünme zorunluluğunu vurgulamamakta, tersine kadının göğüslerin "normalde görünen bir vücut uzvu" olmadığını anlatmakta ve bundan dolayı da teşhir edilmemesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bunun için başörtüsü takmak gerekli değildir. Örtünme konusunda kişinin vicdanına göre hareket etmesi yeterlidir. Hazreti Peygamber'in de söylediği gibi: "Vicdanının kararını sor ve yük olanı at!"

2- Sure 33 (Al-Ahzap), Ayet 58-59

Kadınların giysisi üzerine diğer bir ayet de Ahzap Suresinin 59. ayetidir.

(58)Mü'min kadınlara ve mü'min erkeklere, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler şüphesiz bir iftira ve apaçık bir suç yüklenmişlerdir. (59) Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına, şallarını aşağı çekmelerini söyle. Bu onların tanınması ve rahatsız edilmemesini sağlar. Allah bağışlayandır, esirgeyendir. Kur'an-ı Kerim 33: 58-59

Kur'an-ı Kerim'e göre o zamanlar hem müslüman kadınlar hem de müslüman erkekler hem rahatsız, hem de tehdit edilmekteydi. Müslüman kadınlar evlerinden çıkarken rahatsıy edilmemek için bir giysi giymek zorundaydılar. Bu ayet kadınları toplumdan soyutlamayı ve eve hapsetmeyi amaçlamayıp tam tersine emin olarak dışarı çıkıp günlük işlerine bakmalarına hizmet etmiştir. "İmanlı" kadınların halk arasına çıktığı zaman tehlike altında olmadığı toplumlarda ve "imanlı" kadın olduğunu dış görünüşüyle işaret eden giysi giymesinin kendisine bir yarar sağlamadığı toplumlarda yalnızca "dışsal giysi" giymek Kur'an'ın bu emrinin anlamına ve amacına uygun düşmemektedir.13

Toplumların İslam'ın gerçek öğretisini içselleştirmek yerine, kendi kültürel ve kabilevi uygulamalarını devam ettirdikleri görülmektedir. Bu nedenle hicap konusunda da derin ve içsel anlama yoğunlaşılmamış ve bu kavram en dar anlamıyla kadın giysisinin bir parçası olarak düşünülmüştür.

Nazira Zin al-Din bireylerin iffetli olmasının ve vicdanlarının temiz olmasının örtü ile elde edilen ahlaktan daha iyi olduğunu söylemiştir. Dış görünüşteki iyinin gerçek iffet olmadığını; çünkü gerçek iyinin kendi içimizde olduğunu belirtmiştir. "Al-Sufur Wa'l-hijab" kitabının bu bölümünü, kadınların örtünmelerinin zorunlu olmadığını belirterek bitirmiştir. Müslüman fıkıhçılar böyle bir zorunluluk getirirlerse bu yorum yanlıştır.14

Günümüzde bazı ülkelerde örtünme, dış etkenlerden korunmak için abartılı dramatik bir özgürlük isteği ve kendi üstünlüğünün gücünü gösteren politik bir demeç haline gelmiştir.

Kadının yüzünü ve başını örtmesi hakkında bilinmesi gereken en önemli şey, bunun Kur'an'ın emri olmadığıdır.


1- Molana Shah Maghsoud Sadegh Angha, Dawn (Verdugo City Ca: M.T.O. Shahmaghsoudi Publications, 1991)
2- Molana Salaheddin Ali Nader Angha, Theory "I",(Riverside, CA: M.T.O. Publications, 2002)
3- Ahmed, Leyla, Women and Gender in Islam: Historical Roots of a Modern Debate, (New Haven: Yale University Press, 1992), p.5 4- Ibid., p. 56
5- Aslan, Reza, No god but God, (Random House Inc. New York, NY, 2005) p.65
6- John Esposito, Islam: The Straight Path,(Oxford University Press, 3rd Edition, 2005) p.98 7- Shaykh Muhammad al-Ghazali.: Sunna Between Fiqh and Hadith (Cairo: Dar al-Shuruq, 1989, 7th edition, 1990)
8- Shaykh Mustafa al-Ghalayini, Islam ruh al-madaniyya (Islam: The Spirit of Civilization)(Beirut: al-Maktabah al-Asriyya)1960) P.253
9- Nazira Zin al-Din, al-Sufur Wa'l-hijab (Beirut: Quzma Publications, 1928) pp.255-56
10- Abd al-Halim Abu Shiqa, Tahrir al-mara' fi 'asr al-risalah (Kuwait: Dar al-Qalam, 1990)
11- Fatima Mernissi, The Veil and the Male Elite: A Feminist Interpretation of Women's Rights in Islam. translated by Mary Jo Lakeland (Addison-Wesley, 1991)
12- Translated and explained by Muhammad Asad, The Message of the Qur'an ( Dar al-Andalus, Gibraltar. 1984) p.538
13-Ibrahim B. Syed, article on Women in Islam: Hijab, (Islamic Research Foundation International, Inc, Louisville, KY. November 3, 1998)
14-Nazira Zin al-Din, al-Sufur Wa'l-hijab (Beirut: Quzma Publications: 1928), p 37